İdris-i Bitlisi Sıbyan Mektebi
Mimar Sinan'dan önceki döneme ait olan bu eser, Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün şehirlerinde ve kasabalarında kurulmuş ilk eğitim kurumu olan "sıbyan mektebidir". Osmanlı toplumunda birçok müessesede olduğu gibi günümüzdeki ana okullarına tekabül eden bu tür okullar, hayır sahipleri tarafından vakıf seklinde kurulmaktaydı. Bu bina, Şah İsmail Safevi'nin istilası üzerine Osmanlı'ya sığınan Sultan II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim zamanlarında; Doğu Anadolu ve Arabistan kazaskerliği yapmış, aynı zamanda önemli bir Osmanlı Tarihçisi olan İdris-i Bitlisi tarafından, hayır amaçlı yaptırılmıştır.
Mevlevi İskender Dede Kabri
Miladi 1589 (Hicri 997) yılında vefat eden İskender Dede'nin, vaktiyle ulu çınarlar ve selvi ağaçlarıyla bezeli bu bahçede; bir de kendi adıyla anılan zaviyesi bulunmaktaydı. Ancak zamanla, kabrin yanındaki zaviye'den herhangi bir iz kalmamıştır.
Niyet Kuyusu
Çok eskilerden beri halk arasında "Niyet kuyusu" olarak bilinen kuyunun ünü, günümüze kadar gelmiştir. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde kuyudan ayrıntılarıyla bahsedilmektedir. Kuyunun bitişiğinde namaz kılınan bir "musalla"nın olduğu bilinmektedir. İnanışa göre; yakınını veya herhangi bir eşyasını kaybeden kişi, kuyu yanında bulunan namazgahta 2 rekat namaz kıldıktan sonra, kuyuya seslenerek; aradığı şeyin nerede olduğu, kuyu tarafından kendiseine bildirilirdi.
Saray Atçıbaşısı (Mirahur) Ali Ağa Mezarlığı
Saray atçıbaşısı (Mirahur) olarak görev yapan Ali Ağa, oğlu, kızı ve torununa ait kabirlerden oluşmaktadır. Bu kabirler arasında bulunan, ancak günümüze kadar yalnızca kabir taşı kalmış olan, Padişah III. Osman'ın eşlerinden; Zevki kadının da kabri bu grup içindedir. IV. Murad Han dönemi Mirahuru Ali ağa, 17 Eylül 1626'da attan düşerek vefat etmiştir.
Çolak Hasan Dede Türbesi
Semtin en eski eseri olan bu türbe, muntazam kesmetaştan yapılmış olup iki bölümdür.Binanın hemen sağ yanında ve açık alanda,müderris (dönemin profesörü) olduğu mezar taşından okunabilen bir şahsa ait kabir vardır.Binanın içinde ve sol bölmede mihrabı olan küçük bir mescit (buraya çilehane de denir),sağ bölmede ise Çolak Hasan Dede'ye ait olduğu rivayet edilen ancak şahidesinde yazı bulunmayan bir mezar vardır.çeşitli yazılı kaynaklardan Çolak Hasan Dedenin,bir dönem asker olarak görev yaptığı ve Sultanahmet Küçük Ayasofya civarında adına bir mescit inşaa ettirdiği tespit edilebilmektedir.
Rayet Keşan Kalfa Çeşmesi
Çeşme, kesmetaştan klasik Türk çeşme mimarisinde inşa olunmuştur. Bu çeşmenin yerinde İdris-i Bitlisi'nin bir çeşmesi bulunduğu ve bunun zamanla harap olduğu bilinmektedir. Rayet Keşan Kalfa Çeşmesi, 1858 yılında Sultan Abdülaziz'in cariyelerinden Rayet Keşan Kalfa tarafından yeniden inşa edildiği için bu ad ile anılmıştır.
Sarnıç
Turquhouse Otelin bahçe alanının ortasında bulunan ve tarihi özelliği büyük ölçüde korunmuş olan bir sarnıç'ın, Bizans dönemi eseri olduğu anlaşılmaktadır. Bölgenin yüksek bir tepede olması dolayısıyla kar sularının kolayca toplanmasına imkan veren sarnıcın, Fatih Sultan Mehmet döneminde halka tatlı içme suyu tedarik etmek üzere; çevre mahallelere inşa edilen çeşmelere bu sarnıçtan su bağlandığı bilinmektedir.